30 Ocak 2013 Çarşamba

FURLA CANDY BAG İSTEYEN

Rococosh bloğunun sahibi süper bir hediye veriyor. Çanta severler kaçırmasın. Bakın işte burada.

26 Ocak 2013 Cumartesi

ZAMAN YÖNETİMİ

Zaman... En çok peşinde koştuğumuz ama asla yakalayamadığımız kavram. Zamandan daha hızlı koştuğunu düşünen insanlar var mı acaba. Varsa ne mutlu onlara. Ben kendilerinden kilometrelerce geride kalıyorum daima. Çalıştığım firmanın e-Akademi uygulamasında Zaman Yönetimi eğitimini görünce hemen açtım. Kısa notlar... Zamanı verimli kullanmak istiyorsak eğer öncelikle hedefler belirlemek zorundayız. Hedeflerimiz özel, ölçülebilir,ulaşılabilir, akılcı ve belirli zamanlı olmalıdır. Ulaşamayacağımız bir hedef bizi üzüntü ve stresi sokmaktan başka bir işe yaramaz. 
"Hafta sonu ve tatillerde dahil olmak üzere hiçbir güne ne yapacağınızı bilmeden başlamayın."
Kural açık ve net. Liste yapmak gerekli. Ben çok severim zaten liste işini. Daima yaparım. Ama uyupta uygulayamadıktan sonra bir işe yaramıyor. Zamanı yönetmek mümkün olmadığından kendimizi yönetmeye çalışmalıyız. İki işi birden yapabilir(mümkünse tabi), teknolojiyi etkin kullanabilir veya işleri birleştirip listeyi kısaltabiliriz. Kısıtlı olan zamanımızı çalmaya hazır hırsızlarla dolu etrafımız. Başlıcaları; dağınıklık, unutkanlık, mükemmeliyetçilik, bürokrasi, bekleme, başkalarının hataları, erteleme, tv, internet, bölünmeler, kötü planlama, trafik, önceliklerin değişmesi sayılabilir. Bunları bertaraf etmeye çalışmalı en azından azaltmalıyız.  Zaman matrisini kullanarak iş planlamasını kolaylaştırabiliriz.
 zaman-yonetim-matrisi
Zaman Matrisi
1. KARE : Acil ve önemli işleri bu kareye yerleştirin. Son ödeme tarihi gelmiş faturalar, yetişmesi gereken raporlar bu kareye yerleştirilir. KRİZ karesidir kendileri.
2. KARE: Acil olmayan ama önemli işlerin yer alacağı karedir. Uzun vadeli planlar, katılınması gereken seminerler, uzun süreli ilişkilere yatırımların takip edildiği KALİTE karesidir. 
3. KARE: Acil ama önemli olmayan durumların izlendiği karedir. Çat kapı gelen misafirler, telefonlar Bu YANILTMA karesinde yer alır. 
4. KARE: Hem acil hemde önemli olmayan işler burada yer alır. Çay kahve molaları, tv, dedikodu araları İSRAF karesinin fertleridir.
1. kareyi iyi yönetmeli, 2. kareye odaklanmalı 3. ve 4. karelerden de kaçınmalıyız.
Hedeflerinizi bu matrise oturtup ona göre zaman planlaması yaparsanız işiniz kolaylaşabilir. Benim işime yaradı doğrusu.
Zaman yönetiminde sıralama aşağıdaki gibi olmalıdır.
MİSYON BELİRLE 
ROLLERİ GÖZDEN GEÇİR
HEDEF BELİRLE
DEĞERLENDİR
PROGRAM YAP

25 Ocak 2013 Cuma

HAMBURGER

Cuma akşamı menüde hamburger vardı. Ev yapımı tabi. Önce köfteyi yaptım attım tost makinesine ızgara oldular. Sonra ekmekleri ısıttım. Arasına cheddar peynirini koyup erittim biraz. Salatalık turşusu, soğan halkaları, yeşillik, ketçap, mayonez. Nefisti. Eşim 4 tane yedi ayıptır söylemesi. BurgerKing McDonalds falan yeseydi patentini almak için kapımda yatarlardı eminim:) Eskişehirde Pino adında restoranlar vardı. Fastfood yiyecekler çıkaran biryer. Çok lezzetli hamburgerler yapardılar. Çok sık giderdik. Ah öğrencilik yılları, Ah Eskişehir. Çok özledim çoook.  
 
 

24 Ocak 2013 Perşembe

PEMBE GÖNLÜM SENDE

Pembe rengi severim. En açığından en koyusuna hepsi içimi açar. Bu çingene pembesi pantolonu görünce kaçırmadım. Etiketinde yazan fiyat ise renkten çok mutlu etti beni. Yaşasın indirimler:) Yeleğimde yeni. Onuda çok beğenerek aldım. Hiç üstümden çıkarmıyorum zaten. Sıcacık tutuyor.
 
 
 Saatim casio. Birkaç yıl önce almıştım. Çok severek kullanıyorum.

23 Ocak 2013 Çarşamba

ESKİ YILIN SON İSTANBUL TURU

Ben İstanbulu çok severim. Sevgilimde. Her fırsat bulduğumuzda oradayız. 2012'nin sondan birinci günüde oradaydık. Çok gezdik. İlk önce Bakırköye gittik. Benim çocukluğum Bakırköyde geçti. Memleket orası yani. Yeni yıl münasebetiyle ışıl ışıldı her yer. Zaten niyetimizde o parıltıyı görmekti asıl. Görümcemde bizimleydi. Hem de onu gezdirelim istedik. 
Taksime geçtik sonra. Yol üzerindeki kiliselerden birine girdik. Resmen tiyatro sahnesi gibi dekore edilmişti. Hz. İsanın doğumunu simgeleyen figürler, süslenmiş çam ağaçları, mumlar, melekler. Çiçek pasajı, terkos pasajı, atlas pasajı, balık pazarı, Fransız sokağı, butikler, eskiciler, sahaflar, güzel mi güzel fincanlar, takılar ve en nihayet Galata kulesi. Hooop aşağı doğru sallandık oradan ver elini Galata Köprüsü, Eminönü, Mısır çarşısı, Hayyam çarşısı ve tekrar Eminönü.
Tatlı sucuk ve cezeryeye bayılırım. Malesef:(
Nar, greyfurt, ananas ve kivide severim. Ne güzel:)
Galata Kulesi. Sokak arasında insanın karşısına çıkar ya. Süper.

Taksimde bir kilise. Tiyatro sahnesi değil mi sanki?
Daha önceden aysesworld de görüp merak ettiğim Özkilis lokantasına gitmek istiyordum. Acıkmıştıkta hazır. Hadi yürüyelim dedik. 45 dakika yürümüşüzdür. Çok uzakmış. Ama değdi. Sarımsaklı lahmacunu nefisti. İçli köfteside. Çokta uygun fiyatlar. İlk gidişimizdi ama son olmayacak sanırım. 
Sonra eşimin teyzesine gittik. Minik bir torunu oldu hem o yakışıklıyı gördük, hemde dinlendik o kadar yürümeden sonra. İstanbulda akraba eş dost çok. Eşimde bende İstanbulluyuz. Tüm akrabalar orada. Hergün birinde kalalım desek 3-4 ay geçer rahatlıkla. Biz kalabalık bir aileyiz. 
Ertesi gün kalktık, kuzenler, yeğenler kalabalık bir kahvaltı yaptık. Çıktık evden Eyüp'e indik(Ramide kalmıştık). Dua ettik, foto çektik. Eşimde Eyüplü. Burada eski bir evleri var. Arada orada kalıyoruz gelince. 
Sarımsaklı lahmacun.
Eyüp Sultan
Bindik otobüse Şişliye gittik. O kadar çok methettiler ki Nişantaşını görmeden olmaz dedik. İyi ki gitmişiz, içimiz açıldı. Tekrar ver elini Taksim. Bir gün önceden gözümüze kestirdiklerimizi aldık, Eminönüne indik. Oradanda sucukları, pestilleri, cezeryeleri, kuruyemişleri attık çantaya bolca. Mısır Çarşısındanda kocanın kuşlarına birşeyler alıp otogarın yolunu tuttuk. 2 saat sonunda sıcak yuvamızda, minikimizin kollarındaydık. Bizden mutlusu yoktu sanırım o dakikalarda.    
 Avrupa Yakasııı. Ne güzel diziydi yaa. Keşke bitmeseydi. 
 Vitrinin güzelliği beni benden aldı.
 Süleymaniyeden Galataya bakış.
Mısır Çarşısı.

17 Ocak 2013 Perşembe

ECOŞ HANIM BÜYÜYOR

ECE YAZISI, KENDİME HATIRALIK OLANLARDAN. AMA ÇOK TATLI, OKUYUN DERİM:)
*Ne zamandır bahsetmiyorum Ece kuzumdan. Oysaki hergüne ayrı bir hikaye çıkar onunla. Mesela dün akşam. Kitaplığı karıştırdı gönlünce. Herşeyi elledi, indirdi,başka rafa koydu. Sonra hevesi geçti öylece bıraktı gitti. Aldım yanıma bızdığı. Hadi dedim şimdi herşeyi eski yerine koyalım. Dizdik hepsini. Matruşka (böylemi deniyodu bunlara bilmiyorum) bebeklerden biri eksik baktım. Dedim Ececim bunlardan bir tane daha olması gerekli. Hemen koştu gitti. Biraz sonra elinde eksik matruşkayla geldi. Bir hoşuma gitsin benim, bir duygulanayım. Büyüdü canımın içi. Herşeyi anlıyor artık.
*Geçenlerde ilk defa tırnaklarına oje sürdük. Başkalarında çok beğenip rengarenk alsamda sürdüğüm pek yoktur. Bir süre bekleyip bozulur, çöpü boylar ojeler. Ama kızım öyle olmayacak büyük olasılık. Çok beğendi ojeleri. Bakıyor tırnaklarına eliyle nefis işareti yapıyor bana. O kadar tatlı ki. Tabi sonradan iş çığrından çıktı. Evde ne kadar kuzu, kedi, inek varsa hepsine oje sürdük. Temizlemesi de bana düştü tabi.
*Sıcak ve soğuk ayrımını yapabiliyor artık. Verdiğim su biraz soğuksa soğuk diyor içmiyor. Annesinden daha bilinçli. Bu soğuk havada soğuk su içilirmi hiç. Suyla oynamayı çok seviyor. Daima önünde bir tas su heryeri batırıyor. Ilık su koyuyorum bazen sıcak diyor. Su ile oynama konusunda annanesi ile kanlı bıçaklılar yalnız. Bizde annanesi yokken oynuyoruz. Napalım.
*Sonunda aramızda yatmaya alıştırdık kuzuyu???Aslında bunun tersi olur dimi. Sonunda yatağında uyumaya başladı diye müjde verir anneler. Çocuk yatağında uyumaya başlamıştı ne güzel zorla yanımıza alıştırdık. Aramıza yatırıyoruz oooh oda rahat bende. Fosur fosur uyuyoruz sabaha kadar. Hiç uyanmıyor. Arada babasıyla kavga ediyolar. Ben duymamazlıktan geliyorum. Gel keyfim gel. Aman napalım kardeşi olunca ikisini beraber alıştırıcaz odalarına artık. Çokta dert etmiyorum. Allah nasib ederse 2015 gibi bir kardeşi olur heralde. İki yıl daha kuzu yanımızda yani. 
*Annanesine Annemo babannesine Babannemo diyor. Ne demekse artık.
*Yaz gelsin artık. İçerde patladı kuzum. Her akşam parka diye ağlıyor. Babası da izin vermiyor hasta olacak diye. 
*Dün akşam yatak odasındayım Ecede yanımda. Bir ara benim takı çekmecesini açtı. Tam cıngar çıkarıcam kapat onu diye (hayır çekmeceler çok ağır eli falan sıkışacak diye kaygım) bir baktım elinde benim takı keselerinden biri. Yerde buldu muhtemelen (artık ben üzerinden kaç kere geçtiysem!) onu güzelce yerleştirdi çekmeceye sonra yavaşça kapattı. Yavrum yaa toplayacak annesinin peşini. Şimdiden başladı. İçinden söyleniyomudur acaba bende olmasam bu kadın ne yapacak acaba bilmiyorum ki diye. Çok seviyorum onu. Burayada yazdım işte.
 
Bir sonbahar gününden.


16 Ocak 2013 Çarşamba

İZ BIRAKANLAR

...
sonunda buraya hilesiz geldin
artık düşmanların kalmadı
ardında kaldı tekinsiz geçmişin
kalbin kadar yalnızsın
...
yeni bir kalabalık yaratmalısın ıssızlığına

yerini tutacak kadar büyük bir aşk
intikamın, nefretin, kinin...
....
aldığın yaş katettiğin yola denk değil

olgunlaşmadan çürüdüğünü bilmiyorsun
MURATHAN MUNGAN

Mungan ile tanışmamız üniversite yıllarında olmuştur. O güne kadar ne duymuşluğum ne de okumuşluğum vardı kendisini. İlk okuduğum kitabı Üç Aynalı Kırk Oda idi. Çok sevdim. Hala açar bakarım arada. O hayal gücü, o cümleler, kahramanlar. Tüm tanıdıklarıma tavsiye etmiştim. Üniversitede imza gününe gitmiş, birde söyleşisine katılmıştım. Akşam kitaplığı karıştırırken elime geçti bir şiir kitabı. Sabah aldım yanıma, yol boyu okudum. Kelimelerle arasındaki aşk kıskandırdı beni. Bir kez daha önünde saygıyla eğildim. Elimde okunmamış bir kitabı var. Keşke okuyabilsem. Son yıllarda hiç kitap okuyamaz oldum. Bir yolunu bulmalıyım. Okunacak çok kitap var zira. Ömrümce okusam bitmez.

15 Ocak 2013 Salı

NE GÜZEL BİR GÜN

Zaten güzel bir gündü bugün. Birde bu hediyeleri alınca tadından yenmez oldu. Meldacım doğum günüm için yollamış. Çoook çok teşekkür ederim. Hepsini ayrı ayrı çok beğendim, çok sevdim. İnsanın sevdiklerinin olması ne güzel. Allah sizi başımdan eksik etmesin.

YENİ KIYAFETLER

İndirimler başladı, yeminler bozuldu:)






14 Ocak 2013 Pazartesi

BUGÜN BÜYÜK GÜN!!!

Bu gün tartılma günüydü. Tartıldım. İnanamadım ama -1,5 olmuşum. İlk başlarda diyete sadık kalsamda sonradan araya 2 akraba günü, 2 yılbaşı yemeği, 1 istanbul gezisi ve bir de doğum günü girince diyeti devam ettirmek imkansız hale geldi. İş yerinde genelde daha disiplinliyim, evde sapıtıyorum. Bütün bunlara rağmen 1,5 kilo gittiyse ben bu işi yaparım arkadaş.  Herbelife devam. Brokoli salatası ve göbek eritme çayına da. Birde şu akşam yemeklerini kesebilsem.
Dün sabahki kahvaltı soframız. Bol kalorili, bol kolesterollü. Sadece hafta sonları evde kahvaltı edebilince, biraz abartıyoruz bazen.
En son katıldığım akraba günü. Bende çok güzel yiyecekler yapmıştım ama fotoğraflayamadım malesef:(
 Eniştenin Yeri'nde bir öğle yemeği. Kereviz çorbası ve enginar dolması. Yolunuz Çorluya düşerse bir öğle vakti yemek için asla başka biryer tercih etmeyin.
 Özkiliste sarımsaklı lahmacun. Yemelere doyamadık. Eminönünden Fatihe kadar yürümemize değdi. İstanbula her yolumuz düştüğünde Özkilise de gitmeye and içtik:)
 Yılbaşı gecesinden bir kare.
 İşyerinin yeni yıl partisinin atıştırmalık karesi!
 Bir akşam İstanbul dönüşü. Saat 23:00 civarları!!!
Bir kahvaltı karesi daha.
Bunlara rağmen -1,5. Süper:)

12 Ocak 2013 Cumartesi

TATİL

Yeni yıldan tek dileğim gezmek demiştim dimi. Dilemekle olmuyor çalışmakta lazım. Ben başladım. Bu yıl 2 kez tatil yapmak istiyoruz. Birincisi Antalya ikincisi de Marmarise. Bugüne kadar gittiğimiz tatillerde kriterimiz bolca gezmek, yeni yerler görmekti. O sebeple hep turları tercih ettik. Çokta memnun kaldık. Dinlenemedik ama gezdik, gördük, memnun döndük evimize. Hatta bir keresinde sabah 7de kahvaltıya indiğimizde (program öyleydi o gün) otel görevlisi çocuk dalga geçmişti bizle. Ben artık ne kadar yorgun görünüyorsam; Abla yaa tatilemi geldiniz siz eziyet çekmeyemi? demişti:) Konforu, uykuyu, denizi, kumu, güneşi ikinci planda bıraktık hep. Ama bu yıl öyle olmayacak, olamayacak. Çünkü yanımızda 2 yaşında bir prenses olacak. O sebeple uçak tercih ettik. Ben daha evvel uçakla hiç yolculuk etmedim, etmekte istemedim. 20 saatte sürse yolculuk ayaklarım yere bassın istedim. Eceyle böyle bir şansımız yok tabi. Bir süredir indirimli uçak biletlerini kolluyordum. Geçenlerde 3 kişi gidiş dönüş 198- liraya bir fırsat yakalayınca Antalya ya kaçırmak istemedim. En son Ege - Akdeniz turuna katılmıştık ve Sideyi çok beğenmiştik. Antalya da eşimin çocukluk arkadaşı da olunca bir taşla iki kuş vuralım, hem onları görelim hem de tatil yapalım dedik. Bir gün onlarda kalıp ertesi gün Sideye gitmek niyetimiz. Arabayla bizi bırakacaklar hem, kolaylık olacak. Otel rezervasyonu henüz yok. Ama şu an fiyatlar çok uygun. Birkaç güne netleştireceğiz. Bloglarda arıyorum bir Side tatil yazısı ama bulamadım henüz. Araştırma içersindeyim. Şimdi dua ediyorum inşallah bir aksilik çıkmaz ve sağ salim gider döneriz evimize. İşin içinde uçak olunca tırsıyorum ne yapabilirim.
Bir de Büyükada da konaklama fırsatı yakalasam Mart Nisan ayı gibi çok süper olacak. Geçen yıl gittiydik Mart ayında unutamadık tadını. Bu defa Ecoşuda götürücez inşallah. Geçen yılki yazı burada. Gitmek isteyen varsa faydası olur belki.

HEY DOSTUM ÇOK HIZLISIN YAHU!

Zamandan bahsediyorum. O kadar çabuk geçiyorki arkasından el sallamakla yetinebiliyorum ancak. Yeni yıl geldi hoş geldi. Doğum günüm geçti gitti. Yılın ilk yazısını 8 Ocakta yani doğum günümde yazacaktım. Minik bir pasta yaptım kendime. Şirin bir masa hazırladım. 32 değilmişte 23müş gibi sanki gelen yaş. Giyindim süslendim eşimin hediyesi yeni fotoğraf makinemle bir dolu fotolar çektim. Bir gece evvel vermeyeydi şu hediyeyi iyiydi. Bızıkladım biraz çektiğim fotoları açamadım malesef sonrada:( Çok sinir oldum. Ama uğraşıyorum açıcam.
Bir sürü güzel şey yaşadım şu 10 günde. Yeni yıla aile saadeti içersinde kızımla dans ederek girdik. Doğum günümde çok güzeldi. Geçen yaşım ömrümün en güzel yaşıydı sanırım. Her an çok güzeldi, değerliydi, benzersizdi. Sağlığımız, kazancımız yerinde,sevdiklerimiz yanımızdaydı. Daha ne isterki insan. Bu yıl birazda gezmeli tozmalı olsun. 2013ten tek isteğim bu diğerlerine ek olarak.
Alış veriş yapmayacaktım dimi. Yaptım ama. Bir sürü güzel şey aldım. Ekleyeceğim tek tek.
Haydi Bismillah.