Bu güzel sokaklardan geçtik. Evlere, ağaçlara, yeşile, maviye hayran kaldık.
Güzel köşklere, gelin gibi süslenmiş bahçelere, kocaman ağaçlara bakıp acaba bizim de olmaz mı birgün diye iç geçirdik. Sonra adada hayat zor gelip gezip dönelim dedik vazgeçtik. Bir bahçıvan, her sene bakım, şart zira evlere.
Sonra bu güzel denize güneşi batırdık. Otelimizin yolunu tuttuk.
Bu güzel köşkte konakladık. Kendisi Meziki Otel. Özelliklerini internet sitesinden inceleyebilirsiniz. Biz çok beğendik. Ada zaten insana başka bir tarih dilimindeymiş hissiyatı veriyor. Birde bu otelin kapısından girince kendinizi 1800lerde hissetmeniz işten değil. Sanki yanlış tarih diliminde olan onlar değil de sizmişsiniz gibi geliyor. Bizden önce keşfedenler olmuş elbet. Dudaktan Kalbe, Deli Saraylı gibi diziler bu köşkte çekilmiş. Her bir eşya özenle seçilmiş. Yattığın karyoladan, elbiseni astığın dolaba hepsi yıllanmış. Yanlış hatırlamıyorsam 1878 yılında üretilmişti üst kat holünde duran piyano. Bu güzel kızın yanında duran bahar dalı da ayrıca memnun etti bizi. Güneş dışımızı o da içimizi ısıttı. Meziki Otel için ayrı bir post gelecek.
Mandalinaları dallar taşımıyordu. Ne iklimi var bu ada da anlamadık.
Hava çok ısınıpta ada çok kalabalıklaşmadan tavsiye ederim siz de gidin. İçiniz açılsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder