Bu güzel kapıdan girdik içeri ve bu güzel hole vardık.
Tablo gibi bu tavana uyandık sabah.
Hep böye bir merdiven bulayım da fotoğraflayayım diye bekledim yıllardır. Onu buldum ama bu kez de kıymetlim canonum yoktu yanımda. minik kız fujiyle çektik. Bir daha ki sefere Canonla gelelim diye söz verdik.
Her bir eşya özenle seçilmişti demiştim. Bu da bizim şansımıza düşen dolaptı. Eşya asmaya kıyamadık seyrettik karşısına geçip.
Pencere ayrı güzeldi, manzara ayrı güzel.
Üst kattaki holde duran bu piyano çok eski ve çok güzeldi. Yanlış hatırlamıyorsam üzerindeki tarih 1878' i gösteriyordu.
Anladım ki benim böyle bir evim olsa asla dışarı çıkmam. Pırıl pırıl güneşin altında parlayan ada sahilleri bile çıkaramadı beni dışarı. Saatler geçirdim burada. Daha bir sürü ayrıntı var. Gidin görün mutlaka. Eskilerinize de sahip çıkın. Biz hiç çıkamadık. Çocukluğumdan hatırladığım eşyaların çoğu yok şimdi. Annemin çeyiz sandığı, bir radyo, bir kaç taş plak ve bir iki tabak çanaktan ibaret elimizde kalanlar. Bir yazlığım olursa birgün bende böyle eski eşyalarla dekore edicem. Bakmaya doyamıyo insan.
Bu iki günlük tatil 250- liraya mal oldu bize. Biz Tekirdağda oturuyoruz. 60- lirada şehirler arası yol ücreti var içinde. Ama tabi ben otel rezervasyonunu Gezex.com dan yakaladığım bir fırsatla yaptırdım. Oradan biraz avantajım oldu. Yakalarsanız kaçırmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder